Hızla kafamı yana çevirdim ve iki adım geriledim.Duyduklarım benim hayal gücümmüydü?Yoksa gerçekmiydi?Her zaman devreye giren hayal gücüm kesin yine benle oyun oynuyordu.Arkamdan gelen çığlık sesiyle irkildim ve bu sefer arkama döndüm.Kalbim korkudan deli gibi çarpıyordu.Ciğerlerime oksijen yetiştirmekte zorlanıyordum.Her zaman 'en cesur' ben olmuştum arkadaşlarımın arasında,bu sefer cesaretim neredeydi?Bağırmak,çığlık atmak istiyordum ama ses tellerim benim adıma çalışmıyormuş gibi hafif bir inilti çıkardı.Geri dönmeliydim,kaçmalıydım!Ama bu mağaraya gelirken kimseye söylememiştim ki buraya geldiğimi...Kimse benim nerede olduğumu bilmiyordu...
Hızla arkama döndüm.Benim buraya girdiğimi gören güneş,artık beni bu karanlıkta yalnız bırakmıştı.,Koşmalıydım,kaçmalıydım!Ayağıma hareket emri vermemle düşmem bir oldu.Hayır,artık ayaklarım bile beni dinlemezken burdan nasıl çıkabilirdim ki?Yanaklarımdan aşağıya inen yaşları bıraktım ilk önce toprağa...Belki bedenimle beraber girerdim daha sonra kim bilir?Tam kendimi toplamış ayağa kalmaya çalışırken,yakınımdan geçen suyun sesiyle iç çektim.Ardından gelen çığlıkla birlikle tekrar yere yapıştım.Kolum!Kolumun üstüne düşmüştüm.Bu sefer beni saran korku değil öfkeydi.Tüm gücümü toplayarak ayağa kalktım.Ama o ana kadar hiç duymadığım bir kahkahayla sendeledim.Ama artık kormayacaktım.Geri dönüp koşmaya başladım.
''Yardım edin!''
Hemen arkamı döndüm.Şuana kadar çok az harekete geçen merhamet duygum bu acı çeken,derinlerden gelen sese neden kulak vermişti ki?Bende acı çekiyordum,bunun hiç mi önemi yoktu yani?kendimle savaşa yenik düştüm ve o kadar çabayla geçtiğim yollara doğru ilerledim.Ara sıra taşların arkasına saklanıyor gelen geçen var mı,diye kontrol ediyordum.Ama yoktu,tabii su sesini saymazsak hiçbir ses yoktu.Rahatlamaya çalıştım ve öfkelendiğimde yaptığım gibi kaslarımı serbest bıraktım.Kendime geldiğimde suya doğru olan sese doğru ilerledim.
''Aslında bu kadar erken beklemiyordum.''
Hemen taşın arkasına saklandım ve çevremi gözlemeye başladım.İşte ordaydı.Bir adam zavallı görünüşlü bir kadının üstüne eğilmiş bir şeylerle uğraşıyordu.
''Bırak beni.Sana istediğin herşeyi getirdim.''
Adam kafasını kaldırıp sinsi sinsi güldü.
''Herşeyi değil Elizabeth...Her şeyi değil...''
Kadın tam birşey söylemek için ağzını açmıştı ki sadece bir çığlık çıkarabilmişti.Ardından ağzından boşalan kanlar ve ölü bakan gözlerle kafasını benim olduğum yöne çevirdi ve tam durduğum yerde gözlerini gözlerime dikti.Elizabeth'in çığlığı ardından bende ayağa fırladım ve bir çığlık bıraktım...
*****************
''Uyan Déssié uyan!''
Hızla yatağımdan fırladım ve etrafıma bakındım.Bana bakan oda arkadaşım Luna'yı görünce hemen sırtımı duvara dayadım ve arkadaşıma baktım.
''Déssié iyimisin?''
Başımı salladım hala şakaklarım zonkluyordu ve ses tellerimi harekete geçiremiyordum.Luna'nın uzattığı sudan bir yudum aldım.Ve gözlerimi kapattım.Gözlerimi açtığımda Luna yatağımın üstüne oturmuş, korku dolu gözlerle bana bakıyordu.Başımı salladım ve ağzımdan bu cümle çıktı.
''Sadece bir rüyaydı Luna,sadece bir rüya...''